Dünyaca ünlü İngiliz yayın kurumu BBC’nin hazırladığı diziler içinde yer alan The Collection – Koleksiyon dizisi Paris’teki moda dünyasını anlatan bir seyirliktir. Fazla bilinmez ama ünlü tiyatro yazarı Harold Pinter’in bir oyunundan esinlenmiştir. Konu modanın üzerinde çok durulmayan toplumsal etkilerini insana düşündürür.
Paris Ve Moda
İkinci Dünya Savaşı sonrası yaralarını sarmaya çalışan Fransa’nın başkenti Paris’te hükümet Paris deyince akla gelen modayı yeniden canlandırmak için bir moda evine yepyeni bir koleksiyon hazırlanması görevini verir. Dizi acaba modanın böyle bir toplumsal destek gücü var mıdır diye düşündürmektedir.
Paris her zaman güzel kıyafetler, güzel kokular ve modaya yön veren kültürüyle tanındığı için bu soruya olumlu yanıt veriliyor. Gerçekten de yeniden defileler düzenlenmesi dizide insanlara hayatın normalleştiğini anlatma açısından çok faydalı oldu.
Moda Haftaları İçinde İstanbul’da Yerini Aldı
Modanın moral verme gücü sadece Paris’e özgü değil. Bugün Milano, New York gibi kentlerde her yıl düzenlenen moda haftaları şehirlerin hayatında çok önemli etkinlikler olarak yaşanmaktadır. İstanbul Moda Haftası olarak biz de bu dünyada daha çok yer edinmeye çalışıyoruz. Ve bu haftalara özel sunduğumuz moda koleksiyonları içinde geleneksel kıyafetlerimizin modern çizgilerle oluşturulmuş modelleri her zaman öne çıkıyor. Örneğin bindallılarımız bir cepken halinde tasarlanmış biçimlerde sunuluyor.
Mini Eteklerin Ortaya Çıkışı
Modanın toplumsal gücü içinde insanlara verilmeye çalışılan “Sen ona layıksın – you are worth it” düşüncesinden başka “Farklı olanı benimseme” etkisi de var. Eğer yılın modası diye sunulduysa bazı ilginç tasarımları insan daha kolay kabullenebilir. Mini eteğin ilk ortaya çıkış hikayesi buna örnektir. İngiltere’de Mary Ouant isimli terzi tarafından tasarlanan mini eteklerin aynı zamanda savaş sonrası Avrupa’sında kumaş harcamasına getirilen zorunlu kısıtlamalar sonucu doğduğu da bilinmektedir.
